27 Mayıs 2014 Salı

Oyunlar / The Amazing Spider-Man 2

Spaydiiii!

İyice IGN gibi hissetmeye başladım yanlız, neyse haftaya falan yaparız bir şeyler. Kendimi zor tutuyorum şuan zaten.

Lan çok özlemişim örümceği ya, Manhattan'da sağa sola ağ atarak takılmayı falan. Bayağı bi olmuştu sanırım oynamayalı. Oyunun kontrolü bana havada vermesi de çok güzel oldu hakkaten. "Lan noluyoruz laaan" desem de, bir şekilde alıştım. Ya çok temel mantık zaten shift, yön tuşu bi de hangi elden çıkaracaksan farenin o tuşu.

Artık nasıl bir gaza gelmeyse, ilk boss'a kadar falan dayak yemedim. Fiske bile vuramadılar. Normal zorluktaydım sanırım. Zaten özel bir çaba göstermedikçe dayak yemek pek mümkün değil. Paldır küldür combo yapıyorsunuz. Ağ atıyor tekmeliyor falan Spidey. Hah onu da hah şunu da falan derken sonuncu adamı Signature Move (değineceğim) ile paketleyip (hakkaten paketleyip, oyunda dövdüğün adamı ağlara sarıp hediye pakedi yapıyor Peter) kendinize toparlanıp eee noldu şimdi deme vakti ayırıyorsunuz. Dövüşler bir açıdan çok karmaşık olabiliyor, dur şuna vuruyorum derken en uzak köşedeki adama kendini atıp ona girmeye başlayıp ve hatta o sırada size saldıracak kişiyi engelleme (düşman kırmızı yanıyorsa bir sağ tık yeterli) falan derken spam-click mevzuuna dönüyor olay. Sol tuş-sol tuş-sağ tuş-e-q falan takılıyorsunuz kafanıza göre. Arada Signature Move denen artistik hareketler de var. İzlemesi keyifli tabi başlarda da sonraları sadece mola amaçlı oluyorlar.

Mizah çok iyi. Spider-Man mizahı cuk oturmuş. Gözler bi Tobey Maguire aramıyor değil ama. Her nedense yadırgıyorum ya Tobey çok iyiydi bence Spidey olarak. Kırmızı-Mavi ona daha çok yakışıyordu. Kırmızı-mavi demişken, kostümler güzel. 2014 Spider-Man başta olmak üzere Black Suit'ten tutun da ilk kostüme kadar (gerçi kostüm demeye bin şahit lazım, daha çok molotoflu eylemci havası var)  genişçe bir yelpaze var. Fakat Spidey'in siyahlı halini seven ben, oyundaki Black Suit'i sevmedim. Oyunun genel grafikleri ve kostümler güzel. Sadece tasarımı hoşuma gitmedi. Ancak ismine hürmetten oyunu onunla oynuyorum.

Oyunda mini-görev diyebileceğimiz Act'lar var. Yanan bir evden 4 kişiyi belirli bir sürede kurtarırsanız Heroic act yapmış oluyorsunuz ve Tv kanalları "Spidey bizi kurtardı", "Spidey her yerde" gibi övgüler yağdırıyorlar. Heroic Act yaptıkça Heroic seviyeniz yükseliyor (really?) ve insanlar sizi başıboş gezen bir serseri olarak değil kahraman olarak görüyorlar. Yani bir kaç saat önce 4 çete çökertmiş olmanız pek önemli değil. Uzun süre bir şeyler yapmazsanız Menace konumuna geliyorsunuz ve başınıza Task Force'tan elemanlar çöküyor. Mümkün olduğunca ekstra düşman edinmeyin derim ben. Zaten mini görevler zor değil sadece kameranın azizliği yüzünden bir tanesini yapamamıştım Failed olunca da haberlerde "Bilmiyorsan karışma kardeşim" gibilerinden tepkilerle karşılaşınca şaşırdım. Aynı muhabir, aynı kanal. Yandaş medyalık bir durum da yok. Jonah Jameson ve onun kontrolündeki Daily Bugle hariç. Onlar hep düşman bize.

Spider-Man olmadığı zamanlarda Peter'a gazetecilikte eşlik ediyoruz. En çok diyalog bu kısımda tabi. Arada Jonah bize gittiğimiz mekanla ilgili fotoğraf görevi falan veriyor. Kolay şeyler de olsalar Jonah'ı yansıtma açısından başarılı. Örneğin bir tanesinde "Çatıdaki tabelanın fotoğrafı lazım. Kadrolu elemanları için bu iş tehlikeli, sen serbest muhabir olduğuna göre fotoğrafı çek gel" tarzı bir mesaj alınca gülümsemeden edemedim.

Spider-Man kahraman da olsa geliştirme istiyor tabi. Daha etkili ve daha güçlü olmak için. Bu olayı çok basite indirgemişler gibime geldi. Sağdan soldan görevlerden falan gelen zımbırtıları (orjinali gear oluyor sanırım) kullanıyoruz. Hatta o derece gözümüz dönmüş ki, en son Harry'nin (çocukluk arkadaşımız) evinden hacıladım bir kutu. O derece sağdan soldan yani.

Ekstralardan da bahsedeyim madem geldim bu kadar. Oyunda "Comic Shop" var. Bu dükkan bizim Extras menümüz gibi. Manhattan'da bulduğumuz dergileri okumaktan tutun da, fotoğraflar, büstler müstler her şey burada. Sürekli takılmaktan ziyade oyunu bitirince girmek daha hoşuma gideceğinden en sona sakladım kendilerini, görev icabı bir kere zorunlu girmiştim tabi onu saymıyorum.

Ha unutmadan, Black-Cat çok tatlı hatun değil mi ya? :)

Haydi görüşürüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder