3 Ekim 2013 Perşembe

Anılar / Üniversite Giriş

Üniversite anılarımdan oluşacak olmasına karşın her anı biraz rehberdir diyorum ve didaktik (sıkıcı) olmayı burada bitiriyorum. İyi okumalar..


Yeni üniversite kazandınız veya zaten üniversiteye atarlıydınız (ne gitçem yaa) ya da sadece denk geldi (bu biraz zor ama). Sonuçta kazandınız, en zor kısmı geçmiş olmalı değil mi?

Görünen o ki değil.

Hem de hiç.

Özellikle eski bir okulsa, devlet okuluysa (diğerleri genelde paranızı aldığından daha ilgili davranırlar), büyük bir okulsa geçmiş olsun. Benim kayıt olduğum üniversitede bu üçü de vardı. Okuldan içeri ailemi almadılar zaten (bütün herşeyin başı burası), bu zamana kadar her şeyi ailemle yapmış olduğumdan mıdır sınav döneminde yaşadıklarım falan geldi aklıma, flashback oldu, bir de bilirsiniz bir inanamama durumu hakim. İlk gün gitmiştim zaten, herkes benim gibi, arada artık işi yıldönümü muhabbetine bağlayanlar falan var, onlar bayağı yüksekte bize göre tabi. Online oyun gibi lan işte, sen Level 1 (hatta 0) giriyorsun, içeride yediğin azarlar, aldığın ödevler, kaldığın seneler falan leveli artırıyor, yoksa yarıyıl falan boş muhabbet yani, hatta yüksek levelli abiler hocanın saldırılarına karşı daha dayanıklı oluyor. Canı yüksek tabi onların ehehehe. Tamam ya, bundan sonra okul nasıl derlerse World of Warcraft gibi diyeceğim. Kılıç yerine tebeşir falan var, benzer şeyler zaten. Transkript diye bir şey var lan. AA var (aklına pil gelebilir, normal), 'kampüs' var, 'merkez kütüphanesi var', 'derslik kaçtaydı mk' muhabbeti var, var oğlu var yani..

Neyse nerdeydim, hah, girdim içeri, kapının oralarda hanım kızımız vardı, yüksek seviyelilerden, çok net konuştum kendisine, işte dedim ben yeni kayıdım, ne yapıyorum bana bir anlatın. Kız şaşırdı söze öyle girince, şurdan numara alın dedi, numaratör varmış. Cahiliz tabi, banka tecrübesi nanay. Sağ ol dedim, dedim demesine de, numaratörde bir ton şey var, arkamda bir sürü insan. Rehberlik mi ne öyle bir şeyden numara aldım. Daha okula kayıt olmadan hizmetlerden faydalanmaya çalışıyorum hehe. Her numara alan sola doğru gidiyor, ben de gittim. Elimdeki numara 1000'lerde bir şey, 700 var, 8000 var, 40 var, 1000 yok. Bekleyen kişi de 2. Abi tamam DİL-1'le alıyorsunuz ama yukarıdakilerin hiçbirine 2 ekleyince 1000 küsur bir sayı çıkmıyor. O kadar bilelim ama değil mi. Abi bu işte bir terslik var diyorum, yok yani böyle olmaması lazım, çok kolay oldu. Aa insanların elinde zarf var, şu hangi bölümde acaba, inanın kafanızda bir ton şey oluyor o an. Sonra dur lan daha kayıt olmadın salak diyip kendinize geliyorsunuz.

Dışarı bir çıktım, abinin biri zarf veriyormuş, zorunlu yani kayıt için, ama abinin umrunda değil, öğrenci sayısına ters orantılı maaşı azalıyor herhalde (matematik biliyorum demiştim, ne sandın). Abi zarfı siz mi veriyorsunuz demesek vermeyecek adam. Hatta sorduğunuzda bile ufacık bir quiz dönemi oluyor. Zarf almadın mı diyor ya, "Yok geldim aldım da, hobi amaçlı sen mi veriyorsun diye soruyorum. Demin anlamadım çünkü senden alınca!" Diyemiyorsunuz tabi, yemiyor.

Zarfı alıp paşa paşa bir kenarda formları dolduruyorum. O sırada durup diğer insanlara bakıyorum. Kimi sevgilisiyle gelmiş, kimi benim gibi acemi. Ufak bir tebessümle formları bitiriyorum, güzelce elimde hazırlıyorum. Numara olayı vardı 2 paragraf önce hani. Numaratörde bölümler varmış da, benim güzel kafam görmemiş onları, canı sağ olsun, beni buraya soktu sonuçta, Dilbilimi'ne basıyorum güzelce, bekliyorum sıramı. İçerideki abi de beni neşelendirmeye çalışıyor biraz da, öğrenci kimliğini görünce moralim bozuluyor yine. Sizin hiç "hangi kamera" derken fotoğrafınız var mı bilmiyorum ama tavsiye etmem. Özellikle de bu fotoğraf tüm YGS & LYS sınavlarında kullanılıp bir de üzerine öğrenci kartınızda kalacaksa, affınıza sığınarak Fuck demek istiyorum, bilen bilir, bilmeyen sorsun yakınlarına.. (Kahretsin) :)

"Eee bu muydu" modunda çıkıyorum fakülteden. Bu da bitti, sıradaki diyorum içimden! (daha epic failler çok var da, sonraya artık)

Görüşmek üzere..